Adminik tarafından yazılmış tüm yazılar

TRANS YAĞ TEHLİKESİ

NEDİR:
Trans yağ asitleri, sıvı bitki yağların hidrojen bulunan bir ortamda ısıtılmasıyla elde edilir. Bu süreç, hidrojenleme olarak bilinir. Yağ ne kadar hidrojene ise oda sıcaklığında o kadar katı olur.

Trans yağların çoğu ticari hazır fırın ürünlerinde, margarinlerde, ayakta atıştırılan yiyeceklerde ve işlenmiş yiyeceklerde bulunur. Ticari kızartma besinler, meselâ kızarmış patates bol trans yağ taşır.

NEDEN TERCİH EDİLİYOR:
Çünkü trans yağlar raf ömrünü uzatıyor, maliyeti düşürüyor ve kızartma yağlarının tekrar kullanılabilmesini sağlıyor. Amerikan Gıda ve Sağlık Dairesi FDA’in 1999’da yaptığı bir araştırma piyasadaki krakerlerin tamamında, kurabiyelerin yüzde 95’inde ve donmuş ürünlerin yüzde 80’inde hidrojenize edilmiş yağ kullanıldığını gösterdi.

ZARARLARI:
Trans yağlar, kolesterol düzeyleri bakımından doymuş yağlardan kötüdür; çünkü bunlar kötü kolesterolü yükseltmekle kalmaz, iyi kolesterolü de düşürürler.

ABD’nin Boston Harvard Kamu Sağlığı Okulu’ndan Dr. Frank B. Hu, yaptıkları çalışmanın, kanlarındaki trans yağ seviyesi yüksek olan kadınların olmayanlara göre kalp krizi geçirme riskinin üç kat fazla olduğunu ortaya çıkardığını söyledi. İnsan vücudunun trans yağ üretmediğine ve bu yağların kaynağının sadece alınan besinler olduğuna dikkati çekti. (Kaynak: ntvmsnbc.com)

Hidrojen yapısı değiştirilerek üretilen trans yağlar vücutta hiçbir işe yaramıyor! Trans yağlar, en küçük yapılı yağ çeşidi olduğu için damara anında yapışıyor ve kana kolesterol enjekte etmişsiniz gibi bir etki yaratıyor. Kötü kolesterol seviyesini yüzde 73 artırıyor. Trans yağlar kansere de davetiye çıkarıyor. Obezite riskini 5’e katlıyor. (Kaynak: gazetevatan.com)

NASIL BULURUZ:
Baş edilmesi en zor olanlar trans yağlar. Çünkü bunlar her zaman besin değerleri etiketinde görünmüyor ve çok çeşitli besin tiplerinin içinde gizleniyor. Tıp Enstitüsü’nün, trans yağların zararsız sayılabilecek bir dozunun bulunmadığına dair raporu çıktıktan sonra FDA, besin etiketlerinde trans yağların da belirtilmesini zorunlu kıldı. Ama trans yağların etiketlerde bulunmasına daha birkaç yıl var. Bir besinin trans yağ ihtiva edip etmediğini belirlemek için içindekiler listesinde “hidrojene yağ” ifadesini arayın. Listede bu ifade ne kadar önde ise, yiyecekte o kadar çok trans yağ var demektir.

FAST FOOD???
Yüksek trans yağ içeren kızartma yağları ucuz! Birçok restoran tasarruf için yarı hidrojenize edilmiş yağ kullanarak defalarca kızartma yapabiliyor.
Araştırma sonuçlarına göre, New York’ta bir büyük patates kızartması ve chicken nugget’tan oluşan mönüde 10.2, İspanya, Rusya ve Çek Cumhuriyeti’ndeyse 3 gr. trans yağ bulunmuş. (Kaynak: Ap. Radikal gazetesi)

AZALTMAK İÇİN İPUÇLARI:
. Sıvı bitki yağlarını veya kap içinde satılan yumuşak (“kolay sürülen”) margarinleri seçin. Bunlarda trans yağ yoktur veya azdır.
. Ticari fırınlanmış ürünleri, bisküvi, hazır kek gibi ürünleri, işlenmiş yiyecekleri ve “fast food” tipi yiyecekleri azaltın.
. Hidrojene veya kısmen hidrojene yağdan kurtulamıyorsanız, içindekiler listesinde bu yağların en sonlarda yer aldığı ürünleri tercih edin.

Obezitenin bir nedeni de poşetler

GAZİANTEP – Günümüzde özellikle plastik, naylon, polyester ve PVC gibi maddelerin üretilmesinde etkin rol oynayan ve dünyada 3 milyon ton civarında üretilen ”Bisfenol A”nın, insanda şişmanlığa yol açan metabolik bozuklukların nedeni olabileceği belirtildi.

14-06-2009, Pazar

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Klinik Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, Bisfenol A’nın zararsız gibi görünen kadınlık hormonuna çok benzer (ksenöstrojen) sentetik bir yapıya sahip olduğunu, bu kimyasalın özellikle plastik sanayisinde yer aldığını, ayrıca diş protezi ve kaplamasında, biberonda, berrak plastik mutfak gereçlerinde kullanıldığına dikkati çekti.

Son yıllarda yapılan araştırmaların Bisfenol A gibi kimyasalların insan ve hayvanlarda hormon sistemine ciddi zararlar verdiğinin bilindiğini, hormonların bozulmasının yalnızca üremeyi değil, vücut gelişimini ve davranışları da etkilediğini anlatan Yılmaz şöyle konuştu:

“ABD Cincinnati Üniversitesi araştırmacıları 2009 yılı mayıs ayında yayınladıkları çalışmada, Bisfenol A’nın insanda şişmanlığa yol açan metabolik bozuklukların nedeni olabileceğini gösterdiler. Yağ dokusundan faydalı bir hormon olan Adinopektin salgısını azaltıp aksine, zararlı iltihabi olaylara yol açan intelökin-6 ve TNF alfa adlı zararlı moleküllerin kandaki düzeyini artırdığını gösterdiler. Kısacası Bisfenol A çağımızın salgını olan Metabolik Sendromun nedeni olabileceğini iddia ettiler. Bu konudaki başka kanıtlarda yine aynı üniversiteden geldi. Bisfenol A’nın meme ve prostat kanserinin tedavisini engellediğini bu yıl yayınlanan çalışmalarda gösterdiler…”

EKMEK & GIDA KATKI MADDELERİ

GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği) Genel Başkanı Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközer ekmekteki katkı maddelerini internet sitesinde açıkladı. Büyüközer’e göre ekmeğe katkı maddelerinin konulma sebebi şöyle; “Hamurun asidini artırmak, bayatlamayı geciktirmek, ekmek hatalarını ve hastalıklarını düzeltmek, su kaldırma oranını yükseltmek, hacim artışı sağlamak, un rekoltesini yükseltmek .”

İŞTE O MADDELER

E170 kalsiyum karbonat

Hem renklendirici hem mineral tuz; kaya minerali veya kemikten elde edilir; diş macunu, beyaz boya, temizleme tozları, bisküvi, ekmek, kek, dondurma, dondurulmuş konserve sebze ve meyvede ve ilaçlarda kullanılır; yüksek dozlarda zehirlidir; safra, böbrek taşı, hemoroid, kabızlık ve fistül kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca kemikten elde edilmesi ihtimali bu katkı maddesini en azından şüpheli hale getirir.

E 471-E477 Mono

Homojenleştirici. Bitkisel ve hayvani kökenli olabilir. Bitkisel kökenden türetilirse, helâl, hayvani unsurlardan türetilirse, şüphelidir. nE 280 propiyonik asit: Koruyucu olarak kullanılır. Migren ağrılarına sebep olabilir; doğal olarak mayalanmış gıdalarda, insan teri ve geviş getirenlerin sindirim organlarında bulunur, mayalanmış kağıt hamuru veya çürümüş lif bakterisinden elde edilir; ekmek ve un mamullerinde kullanılır.

E 200 sorbik asit

Koruyucu olarak kullanılır. Ciltte kaşıntı yapabilir.

E420 sorbitol

Kıvam artırıcı,suni tatlandırıcı ve nem tutucu; etli ve zarlı kabuksuz meyvelerden veya sentetik olarak glukozdan elde edilir; gıda, ilaç ve kozmetiklerde kullanılır. Bebek ve çocuk gıdalarında kullanmak yasaktır.

E422 gliserin

Kıvam artırıcı, tatlandırıcı ve nem tutucu, yağlı renksiz alkol; hayvansal veya bitkisel yağların alkalilerle ayrışması sonucu elde edilir; petrol ürünlerinden ve bazen propilenden sentetik olarak elde edilir; büyük miktarlar baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebep olabilir.

E920 Sistain

Un işleme ajanı. İnsan saçı, başta domuz olmak üzere hayvan kılı ve tavuk tüyünden elde edilir. nE924 potasyum bromat: Un işleme ajanı. Bulantı, kusma, diyare ve sancılara neden olabilir.

E928 benzoil peroksit

Unun beyazlaması için kullanılır. Alerjik geçmişi olanlar sakınmalıdır. Büyüközer, “Bunlar migrenden alerjiye hatta kansere kadar birçok rahatsızlıklar oluşturabilen maddelerdir. Uygulamada ise bu katkı maddeleri bu isimleri ile değil ticari isimleri ile alınır satılır.

Ayrıca fırınlarda bu katkı maddelerini hamura katacak eğitilmiş elemanların yetersizliği sebebi ile ekseriya limit aşımı tehlikesi de söz konusudur. Ancak ister paketli olsun, ister paketsiz satılsın çoğu ekmeklerde kullanılan katkı maddelerinin detay bilgileri yer almamaktadır. Bu da tüketiciyi zor durumda bırakmaktadır” şeklinde konuştu.

Peki ne yapacağız?

Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközer, “Peki ne yapacağız?” sorusunun cevabını ise şöyle veriyor: “Güvendiğimiz market veya fırından katkısız ekmek isteyelim. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeni tebliğinde ekmeğe, herhangi bir katkı maddesi katılmaz ise “etiket üzerinde ekmek adı ile birlikte ‘katkısız’ ifadesi kullanılır” şeklinde bir düzenleme getirildi. O halde öncelikle çevremizde katkısız ekmek üreten fırınları araştırmalıyız. Bulduktan sonra iyice sorgulamalıyız. Çünki maalesef ülkemizde üreticilerden doğru bilgi almak ekseriya zor olmaktadır. İyice emin olduktan sonra katkısız ekmek tüketmeliyiz.

BEYAZ EKMEĞİ KALDIRIN

Kepek ekmeğini tercih etmeliyiz. Çünkü buğday, sağlık açısından yararlı B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle kepek ekmeği yemek daha doğru.”